İçeriğe geç

Nusret Ertem Yazılar

GERÇEK İNSANLIK

Hayvan terbiyelidir nikâhsız gezen eşlerden
İnsan şeklinde hayvan gibi yaşayan leşlerden
Sahte yalancı kumarcı serhoş esrar keşlerden
Ahlaksız şehvetçi seyraniler çoğaldı ne deyim

Hayvanlar dahi sadıktır görevi ihmallerden
Kaçar ve uzak dururlar bir çok mahallerden
Hayâ eder sakınırlar bir çok çirkin hallerden
Görevini ihmal eden avamiler çoğaldı ne deyim

Hayvanlar üstündür rabbine asi mahfillerden
Hatırlayıp da rabbini hiç zikretmeyen dillerden
Günahına üzülerek semaya kalkmayan ellerden
Hayâsız asi nankör havariler çoğaldı ne deyim

Ahlaksızca insan adabına aykırı giyenlerden
Pervasızca ağzına geleni konuşup diyenlerden
Helal haram demeyip düşünmeden yiyenlerden
Arsız hırsız zalim haramiler çoğaldı ne deyim

Hayvan daha medenidir hüsrana gidenlerden
İnsanlığını bilmeden zevki tuğyan edenlerden
İnsan ruhaniyettir ibaret değil ki bedenlerden
İnsan şeklindeki hayvaniler çoğaldı ne deyim

İnsan ahlakına aykırı sokakta gezenlerden
Anne babası ile gerçek insanları üzenlerden
Zayıf insanları hor hakir görüp de ezenlerden
Kendini insan sanan havailer çoğaldı ne deyim

Hayvan daha şanslıdır hüsrana gidenlerden
Ahireti unutup sade dünyayı hayal edenlerden
Hayvan değil insan sorumlu ruh ile bedenlerden
Ahir zamanda gafil hayvaniler çoğaldı ne deyim

Gerçek insanlar takdire şayan başka ne derim
Onları nefsimden üstün görür ve tenzih ederim
Onlar başıma taçtır hürmetle ardı sıra giderim
El haya-i vel iman ama hayâlılar azaldı ne deyim

EY ASİ NEFİS

Ey asi nefis nedir benimle senin derdin
Her dem kendi isteğini göz önüne serdin
Hep benden istedin ya sen bana ne verdin
Yeter artık nedir benimle senin derdin

İyilikleri gizler hep kötülüğü översin
İrade hâkim olunca çark edip dönersin
İstediğin olamayınca da dizini döversin
Yeter artık nedir benimle senin derdin

Fırsat bulunca beni hüsrana sürersin
Kendine uygun iş olunca orada tünersin
İşine gelmeyince de hemen hesabı dürersin
Yeter artık nedir benimle senin derdin

Biraz yüz bulunca hep galebe çalarsın
Rahatlığı görünce zevki sefaya dalarsın
İrade galip gelince de sen avucunu yalarsın
Yeter artık nedir benimle senin derdin

DOSTLUK (1)

Dostluk nedir a dost bilir misin?
Dar günde dosta koşar gelir misin?
Onunla ağlayıp onunla sevinir misin?
Yiğitlik metanet, dostluk sadakat ister

Koşar gelir, yaralarını sarar mısın?
Yaraları kanayınca sorup arar mısın?
Dostunun dertleri ile hem karar mısın?
Yiğitlik metanet, dostluk sadakat ister

Dostunun hatırını sorar dinler misin?
Onunla hüzünlenir onunla güler misin?
Daralıp bunalınca gözyaşını siler misin?
Yiğitlik metanet, dostluk sadakat ister

Dostun öldüğü yerde ölebilir misin?
Onunla üzülüp onunla gülebilir misin?
Dertleri artınca paylaşıp bölebilir misin?
Yiğitlik, metanet, dostluk sadakat ister

Dost dostun çadırına değişmez sarayı
Dostlar son planda görür çıkarı, parayı
Dost dostu sık ziyaret eder, açmaz arayı
Yiğitlik, metanet, dostluk sadakat ister

Samimi değil isen sana dost diyemem
Dosta ihanet ateşten gömlektir giyemem
Dostum aç ise onu düşünmeden yiyemem
Yiğitlik metanet, dostluk sadakat ister

DÖRTLÜ HİKMET VE DENGELER

HAYATİ / UNSURLAR / TOPRAK / SU / HAVA / GÜNEŞ

İNSANİ / UNSURLAR / AKIL / İMAM / ŞÜKÜR / SABIR

FIKHİ / UNSURLAR / KİTAP / SÜNNET / İCMA / ÜMMET

İSLAMİ / UNSURLAR / NAMAZ / ORUÇ / HAC/ ZEKAT

İBADİ UNSURLAR / FARZ / VACİP / SÜNNET / MÜSTAHAB

DÖRT BÜYÜK/PEYGAMBER/HZ NUH HZ/İBRAHİM HZ/MUSA

HA/İSA / HZ / MUHAMMET MUSTAFA S-A-V-EFENDİLERİMİZ

DÖRT BÜYÜK / KİTAP / ZEBUR / TEVRAT / İNCİL / KURAN

DÖRT BÜYÜK/ MELEK/ CEBRAİL/ MİKAİL/ İSRAFİL /AZRAİL

DÖRT-HALİFE-EBUBEKR-ÖMER-OSMAN-ALİ-RD ANH-HAZR

DÖRT HAK MEZHEP REİSLERİ / İMAMU AZAM EBÜ HANİFE

İMAMU ŞAFİİ / İMAMU AHMET HAMBELİ / İMAMU MALİKİ

DÖRT KUTSAL BELDE MEKKEİ MÜKER. / MDİNEİ MÜNEV.
KUDDÜSİ ŞERİF VE EVLİYALAR DİYARI AZİZ İSLAMBOL

DÖRT KUTSAL MESCİD KABEİ. MUAZZAMA MESCİDİ NEBEVİ
MESCİDİ AKSA EFENDİMİZ S.A.V.MİN İLK MESCİDİ MESC. KUBA

BESİN.UNSURLARI.BİTKİSEL.HAYVANSAL.MİNAREL.KİMYASAL.GDL

DÖRT ALEM / RUHLAR ALEMİ / DÜNYA ALEMİ / KABİR ALEMİ / AHİRET ALEMİ

DÖRT MEVSİM / İLK BAHAR / YAZ / SON BAHAR / KIŞ

DÖRT YÖN DOĞU / BATI / GÜNEY / KUZEY

TİCARİ DENGELER / ZAMAN / ZEMİN / BEYİN / MADEİN

DOSTLUK DENGELERİ / İTİKAT / FERAGAT / SADAKAT / SAMİMİYET

CİHADİ/ DENGELER / MALEN / BEDENEN/ LİSANEN/ FİKREN

ARILAR (1)

Arılar bin bir çiçekten alır, harman ederler
Bal yapar, bin bir derde şifa-i derman ederler
Mevla’nın İsmini yazar, hikmeti ferman ederler
Hz. Mevla’nın İsmi Şeriflerinden biri hak
Yazan ellere değil, yazdıran Mevla ya bak

Kelebekler uçar döner, zikri pervan ederler
Renga renk uçuşur, yeryüzünü seyran ederler
Nice renkler ile cümbüşüne âlemi hayran ederler
Hz. Mevla’nın İsmi Şeriflerinden biri hak
Seyran edene değil, ettiren Mevla ya bak

Karıncalar çalışır, yeryüzünde devran ederler
Bir yandan gelir bir yandan gider, revan ederler
Katar katar olmuş, yol almış gider, kervan ederler
Hz. Mevla’nın İsmi, Şeriflerinden biri hak
Devran edene değil ettiren Mevla ya bak

Kuşlar uçuşur, kendi hallerince zikri figan ederler
Seher vakti öter, kendi dillerince şükrü lisan ederler
Vaktinde göçer, kendi illerince tebdili mekân ederler
Hz. Mevla’nın İsmi Şeriflerinden biri hak
Uçana kuşlara değil, uçuran Yüce Mevla’ya bak

AKIL VE İLİM

Akıl ve imanın olmadığı yerde sirayet olmaz
Adalet ve ilmin olmadığı yerde riayet olmaz
Azim ve sabrın olmadığı yerde dirayet olmaz
Hamt ve şükrün olmadığı yerde afiyet olmaz

İyilik ve alakanın olmadığı yerde icabet olmaz
İcazet ve icraatın olmadığı yerde hitabet olmaz
İtimat ve teminatın olmadığı yerde isabet olmaz
Terbiye ve ahlakın olmadığı yerde hicabet olmaz

Tedbir ve tertibatın olmadığı yerde rahat olmaz
Tertip ve temizliğin olmadığı yerde sıhhat olmaz
Tatbik ve tedrisatın olmadığı yerde nasihat olmaz
Kültür ve faziletin olmadığı yerde saadet olmaz

Şeriat ve sünnetin olmadığı yerde tarikat olmaz
Sabır ve merhametin olmadığı yerde ifâkat olmaz
Sevgi ve samimiyetin olmadığı yerde refakat olmaz
Hak ve hakikatin olmadığı yerde bereket olmaz

NAMAZ VE İNSAN (1)

Gerçek dinin direği
Şerlerin defin küreği
İslam ibadetinin süreği
Bütün insanlığın gereği
Namazdır göklerin direği

Kötülük yapmaz şuurla kılan
Dürüsttür olmaz tartıda çalan
Edeplidir utanır söylemez yalan
Doğrudur yapmaz hırsızlık talan
Namazdır belayı üzerimizden alan

Her kim hakkıyla kılarsa namazı
Hazreti Mevla’mız olur ondan razı
Doğru kılan terk etmez hiç bir farzı
Ekseriyet kabuldür duaları ve niyazı
Namazdır kırar tüm husumeti garazı

İman ettik yok Allah’tan başka ilah
Arabî lisanda namazın diğer adı salah
Kim ki namaz kılmak için takarsa külah
Namazı ihlâs ile kılan insan bulur felah
Namazdır musibetlere karşı en etkin silah

Farz vacip yirmi! Sünnetler çok rekât
Beş farz şahadet namaz oruç hac zekât
Günümüzde bunları yaşayanlar az fakat
Müslümanların süzgecidir bir hak tarikat
Namaz miraçtır doğru kılan yükselir katkat

Namazla ölü ruh ve kalpler dirilip ayaklaşır
Beş vakit namazı ihlâsla kılan Hakka yaklaşır
Şuursuz kılan da usul yavaş takvadan uzaklaşır
Namazsız ruh ile kalpler ise katılaşır kuraklaşır
Namazla yaşayan mahşerde dostlarla kucaklaşır

Rabbimiz kâinatın yaratıcısı ve yaşatıcısı Hz- Allah
Rehberimiz en yüce kitap hazreti Kur’an kelamullah
Önderimiz hazreti Muhammed Mustafa habibulullah
Tevhidimiz de la ilahe illallah Muhammedur resulullah
Aktimiz eşhedü enla ilahe illallah Muhammedur resulullah

TAKVA İLE İLİM MAKAMI

İhlâslı ilim makamı çok yücedir
Takva üzere ilim ile amel âlicedir
Takvasız ameller zayıf hem cücedir
İlmini bilmeyene ilim sadece abc’dir

Cahiller için gündüzler gecedir
Takvasız ilimler sade bir hecedir
İslamsız ilimler eksik ve fanicedir
Kendini bilmeze ilim bilmek nicedir

İlim ilimdir ki ilmi ile amil olmak
İlim yerine göre ilmi hamil olmak
İlim takva üzere imanı kâmil olmak
İlim ilmi edep ile mütekâmil olmak

İlim her işte ehli muaarif olmak
İlim her daim kâmil ve arif olmak
İlim her yerde nazik ve zarif olmak
İlim her şeyi daim doğru tarif olmak

İlim ilmi adap ile haddini bilmek
İlim hem feni hem kendini bilmek
İlim değil ki sadece fendini bilmek
Haddini bilmeze niye ki ilim bilmek

İlim hem dünya hem ahireti bilmek
İlim izzeti iffeti ile mahareti bilmek
İlim meşru sanatı ve marifeti bilmek
İlim iyiliği nezaketi ve zarafeti bilmek

Takvasız kendin âlim sanan hocalar
Hep yerinde sayar durur çook bocalar
İlim makamı ne dernektir ne de localar
İlim bunlara kalırsa tütmez ki bu bacalar

ERZİNCAN İLİNİN KÜÇÜK BİR İLÇESİNİN KÜÇÜK BİR KÖYÜNDE

Erzincan ilinin küçük bir ilçesinin küçük bir
Köyünde geldim gamlı çileli şu fani dünyaya
Hayattan bihaber güçsüz çok aciz ve hem yaya
Her daim olduğu gibi muhtaçtım yüce Mevla’ya
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Bizi dünyaya getiren merhamet dolu bir ana
Mevla onunla rızıklandırdı emzirdi kana kana
Ya rab hayırlı bir evlat olmayı nasip eyle bana
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Küçük yaşta zor ve güç hayata dedim merhaba
Çocukluğum sıkıntılı geçti gençliğim oldu heba
Fani dünyanın yükünü çektim ahmaklığım caba
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Aciz’i sorarsanız adım Nusret’tir manası yardım
Üzüntü elem keder hüzün gam çile birlikte kardım
Elhamdülillah sabır ve metanetle bu günlere vardım
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

İş makinesi gibi hep iş için sevildim çağırıldım
Sanki bu dünyaya sade iş için geldim doğruldum
Sadece fani madde için mi yaratıldım yoğruldum
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Dünyaya niçin geldik ben bunu hep kendime sordum
Asli görevimi unutup nice yanlış boş hayaller kurdum
Akıntıya kapıldım alamadım kendimi beyhude yordum
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Acep bu fani âlemden ne lezzet aldım ne buldum
Beyhude koşturdum neden hep ahmakça yoruldum
Bilmem niçin çalıştım sonunda sinemden vuruldum
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Bilmem niçin boş yere pervane gibi dönüp durdum
İdrak edemedim ki asıl ahrettir benim ebedi yurdum
Eyvah geç oldu amma ancak anlayıp kafama vurdum
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Dost diye çıkarcı vefasızlara aldanıp güven bağladım
Fedakârlık gösterdim önlerinde niçin koştum çağladım
İhanete uğradığımı anladım ya ne çare üzüldüm ağladım
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Mevla nasip eyleye Havzu Kevser den içelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Derdimi anlatacak sadakatli hakiki bir dost bulamadım
Şu vefasız fani dünyada bir huzur bulup rahat olamadım
Şimdi şikâyet ne haddime ben adam olup ibret alamadım
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim

Dünyanın yükünü sırtımdan atam dedim kimseler almadı
Satayım dedim tutmadı taliplisi yok hiç kimse alıcı olmadı
Almayız dediler bize kalmaz ki Sultan Süleyman’a kalmadı
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Aldandığımı şimdi anladım yandım amma ne çare
Telafisi çok zor sıkıntılı ağır dertlere düştüm bir kere
Eyvah halime Yandı bağrım yüreğim ciğerler pare pare
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Nice Çok Kayıplarım Var Hangi Kayıplarımı Yanayım
Çok günahım ve ayıplarım var hangi ayıplarımı yanayım
Kayıp ve ayıplarım geride kaldı hangi hayıflarımı yanayım
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Akrabalar babam kardeşlerim var tabii ki hasmım değiller
Canlarım ciğerlerim kötülemek için de hâşâ kastım değiller
Neyleyim ki sırdaşlarım ama asla dert ortağı dostum değiller
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

GERÇEK DOST BULAMADIM

Şu fani dünya için nice çalıştım
Hem nice bir dostlar ile tanıştım
Nice türlü türlü dertlere alıştım
Allah ve resulünden başka
Gerçek dost bulamadım

Fani dünyada uğraştım didindim
Kâh yokuş çıktım kâh yeniş indim
Birçok meslekten dostlar edindim
Allah ve resulünden başka
Gerçek dost bulamadım

Dostların kimi hoca kimin hacı
Mevla’nın dostları başımın tacı
Bu dostlar paslı kalplerin ilacı
Allah ve resulünden başka
Gerçek dost bulamadım

Nicelerine dost diye kucak açtım
Sanki onlar yolcuydu ben baçtım
Dost sandım akrep çıktılar kaçtım
Allah ve resulünden başka
Gerçek dost bulamadım

Değer verdim menfaat beklediler
Dertlerime bir dert daha eklediler
Hep bir verip üç almayı denklediler
Allah ve resulünden başka
Gerçek dost bulamadım

Dost dosta sırrını açmıyor ise
O dostlar samimi dost değildir
Dost dostun sırrını tutmuyor ise
Bu dostlar da sadık dost değildir
Dost dostundan çıkar bekliyor ise
Çıkar bekleyen hakiki dost değildir

Hakiki dost isen ifşa etme sırrı tut
Sır tutmayan dostlar dost değildir
Dostları dost bil ama sırrını ayrı tut
Herkes sır tutacak sadık dost değildir
Sen yine sırrını hep Mevla’dan gayri tut
Mevla’dan gayrileri sadık dost değildir