İçeriğe geç

Kategori: ŞİİRLER

HAMD OLSUN HALİMİZE

Derdim var ben kime gideyim
İlahi takdir ben kime ne deyim
Kaderim böyle ise ben nideyim
O yare gideyim ben diyar diyar

Talih bana bir gün döner mi?
Bu ızdıraplar bir gün diner mi?
Sinemdeki ateş bir gün söner mi?
Bi deva gideyim ben diyar diyar

Hamdolsun bu benim kaderim
Eksik olmuyor derdim kederim
Bilmem çare nedir nasıl ederim
Biçare gideyim ben diyar diyar

Seyyah olup şu âlemi gezeyim
Asi nefsin hilesini belki sezeyim
Gamlı gönül seni eleyip süzeyim
Bi heva gideyim ben diyar diyar

Eğer bilsem kader bana gülecek
Mutlu güzel günler geri gelecek
Başka illerde var halden bilecek
Hal bilene gideyim ben diyar diyar

Dostlarım var derdimden bilmez
Dertli günlerimde yanıma gelmez
Benimle dertlenip benimle gülmez
Ehli dosta gideyim ben diyar diyar

Dert ayrılır dostların bendinden
Elden değil yakınların kendinden
Dertlerimiz o sinsilerin fendinden
Bir haluka gideyim ben diyar diyar

Yardım gelmez ki çıkarcı zenginden
Bizar oldum çıkarcıların cenginden
Dertlinin dostu yine kendi denginden
Bir zengine gideyim ben diyar diyar

Mevla’nın elindedir benim her işim
Şikâyet değil acizliktir serzenişim
Neyleyim ben kadere boyun eğmişim
Hamdeyleyip gideyim ben diyar diyar

Hata ile günahımdır benim kederim
Aciz halimle Mevla’yı daim zikrederim
Aklı iman ile nimete daim şükrederim
Sabrı şükür ile gideyim ben diyar diyar

İnsanlık bozuldu hüsran oldu çağlar
Sinem yanar için için gönlüm kan ağlar
Nidem köşkü sarayı bar vermez oldu bağlar
Yol verin dağlar gideyim ben diyar diyar

Çileli ömür bitince bir gün ben de dönerim
Yalnız karanlık kabre bir gün ben de inerim
Ne bir dost yardımcı var ne ışık ne de fenerim
Rızkım bitince bir gün beni de yer bu yer bu yer

GERÇEK İNSANLIK

Hayvan terbiyelidir nikâhsız gezen eşlerden
İnsan şeklinde hayvan gibi yaşayan leşlerden
Sahte yalancı kumarcı serhoş esrar keşlerden
Ahlaksız şehvetçi seyraniler çoğaldı ne deyim

Hayvanlar dahi sadıktır görevi ihmallerden
Kaçar ve uzak dururlar bir çok mahallerden
Hayâ eder sakınırlar bir çok çirkin hallerden
Görevini ihmal eden avamiler çoğaldı ne deyim

Hayvanlar üstündür rabbine asi mahfillerden
Hatırlayıp da rabbini hiç zikretmeyen dillerden
Günahına üzülerek semaya kalkmayan ellerden
Hayâsız asi nankör havariler çoğaldı ne deyim

Ahlaksızca insan adabına aykırı giyenlerden
Pervasızca ağzına geleni konuşup diyenlerden
Helal haram demeyip düşünmeden yiyenlerden
Arsız hırsız zalim haramiler çoğaldı ne deyim

Hayvan daha medenidir hüsrana gidenlerden
İnsanlığını bilmeden zevki tuğyan edenlerden
İnsan ruhaniyettir ibaret değil ki bedenlerden
İnsan şeklindeki hayvaniler çoğaldı ne deyim

İnsan ahlakına aykırı sokakta gezenlerden
Anne babası ile gerçek insanları üzenlerden
Zayıf insanları hor hakir görüp de ezenlerden
Kendini insan sanan havailer çoğaldı ne deyim

Hayvan daha şanslıdır hüsrana gidenlerden
Ahireti unutup sade dünyayı hayal edenlerden
Hayvan değil insan sorumlu ruh ile bedenlerden
Ahir zamanda gafil hayvaniler çoğaldı ne deyim

Gerçek insanlar takdire şayan başka ne derim
Onları nefsimden üstün görür ve tenzih ederim
Onlar başıma taçtır hürmetle ardı sıra giderim
El haya-i vel iman ama hayâlılar azaldı ne deyim

EY ASİ NEFİS

Ey asi nefis nedir benimle senin derdin
Her dem kendi isteğini göz önüne serdin
Hep benden istedin ya sen bana ne verdin
Yeter artık nedir benimle senin derdin

İyilikleri gizler hep kötülüğü översin
İrade hâkim olunca çark edip dönersin
İstediğin olamayınca da dizini döversin
Yeter artık nedir benimle senin derdin

Fırsat bulunca beni hüsrana sürersin
Kendine uygun iş olunca orada tünersin
İşine gelmeyince de hemen hesabı dürersin
Yeter artık nedir benimle senin derdin

Biraz yüz bulunca hep galebe çalarsın
Rahatlığı görünce zevki sefaya dalarsın
İrade galip gelince de sen avucunu yalarsın
Yeter artık nedir benimle senin derdin

DÖRTLÜ HİKMET VE DENGELER

HAYATİ / UNSURLAR / TOPRAK / SU / HAVA / GÜNEŞ

İNSANİ / UNSURLAR / AKIL / İMAM / ŞÜKÜR / SABIR

FIKHİ / UNSURLAR / KİTAP / SÜNNET / İCMA / ÜMMET

İSLAMİ / UNSURLAR / NAMAZ / ORUÇ / HAC/ ZEKAT

İBADİ UNSURLAR / FARZ / VACİP / SÜNNET / MÜSTAHAB

DÖRT BÜYÜK/PEYGAMBER/HZ NUH HZ/İBRAHİM HZ/MUSA

HA/İSA / HZ / MUHAMMET MUSTAFA S-A-V-EFENDİLERİMİZ

DÖRT BÜYÜK / KİTAP / ZEBUR / TEVRAT / İNCİL / KURAN

DÖRT BÜYÜK/ MELEK/ CEBRAİL/ MİKAİL/ İSRAFİL /AZRAİL

DÖRT-HALİFE-EBUBEKR-ÖMER-OSMAN-ALİ-RD ANH-HAZR

DÖRT HAK MEZHEP REİSLERİ / İMAMU AZAM EBÜ HANİFE

İMAMU ŞAFİİ / İMAMU AHMET HAMBELİ / İMAMU MALİKİ

DÖRT KUTSAL BELDE MEKKEİ MÜKER. / MDİNEİ MÜNEV.
KUDDÜSİ ŞERİF VE EVLİYALAR DİYARI AZİZ İSLAMBOL

DÖRT KUTSAL MESCİD KABEİ. MUAZZAMA MESCİDİ NEBEVİ
MESCİDİ AKSA EFENDİMİZ S.A.V.MİN İLK MESCİDİ MESC. KUBA

BESİN.UNSURLARI.BİTKİSEL.HAYVANSAL.MİNAREL.KİMYASAL.GDL

DÖRT ALEM / RUHLAR ALEMİ / DÜNYA ALEMİ / KABİR ALEMİ / AHİRET ALEMİ

DÖRT MEVSİM / İLK BAHAR / YAZ / SON BAHAR / KIŞ

DÖRT YÖN DOĞU / BATI / GÜNEY / KUZEY

TİCARİ DENGELER / ZAMAN / ZEMİN / BEYİN / MADEİN

DOSTLUK DENGELERİ / İTİKAT / FERAGAT / SADAKAT / SAMİMİYET

CİHADİ/ DENGELER / MALEN / BEDENEN/ LİSANEN/ FİKREN

AKIL VE İLİM

Akıl ve imanın olmadığı yerde sirayet olmaz
Adalet ve ilmin olmadığı yerde riayet olmaz
Azim ve sabrın olmadığı yerde dirayet olmaz
Hamt ve şükrün olmadığı yerde afiyet olmaz

İyilik ve alakanın olmadığı yerde icabet olmaz
İcazet ve icraatın olmadığı yerde hitabet olmaz
İtimat ve teminatın olmadığı yerde isabet olmaz
Terbiye ve ahlakın olmadığı yerde hicabet olmaz

Tedbir ve tertibatın olmadığı yerde rahat olmaz
Tertip ve temizliğin olmadığı yerde sıhhat olmaz
Tatbik ve tedrisatın olmadığı yerde nasihat olmaz
Kültür ve faziletin olmadığı yerde saadet olmaz

Şeriat ve sünnetin olmadığı yerde tarikat olmaz
Sabır ve merhametin olmadığı yerde ifâkat olmaz
Sevgi ve samimiyetin olmadığı yerde refakat olmaz
Hak ve hakikatin olmadığı yerde bereket olmaz

TAKVA İLE İLİM MAKAMI

İhlâslı ilim makamı çok yücedir
Takva üzere ilim ile amel âlicedir
Takvasız ameller zayıf hem cücedir
İlmini bilmeyene ilim sadece abc’dir

Cahiller için gündüzler gecedir
Takvasız ilimler sade bir hecedir
İslamsız ilimler eksik ve fanicedir
Kendini bilmeze ilim bilmek nicedir

İlim ilimdir ki ilmi ile amil olmak
İlim yerine göre ilmi hamil olmak
İlim takva üzere imanı kâmil olmak
İlim ilmi edep ile mütekâmil olmak

İlim her işte ehli muaarif olmak
İlim her daim kâmil ve arif olmak
İlim her yerde nazik ve zarif olmak
İlim her şeyi daim doğru tarif olmak

İlim ilmi adap ile haddini bilmek
İlim hem feni hem kendini bilmek
İlim değil ki sadece fendini bilmek
Haddini bilmeze niye ki ilim bilmek

İlim hem dünya hem ahireti bilmek
İlim izzeti iffeti ile mahareti bilmek
İlim meşru sanatı ve marifeti bilmek
İlim iyiliği nezaketi ve zarafeti bilmek

Takvasız kendin âlim sanan hocalar
Hep yerinde sayar durur çook bocalar
İlim makamı ne dernektir ne de localar
İlim bunlara kalırsa tütmez ki bu bacalar

ERZİNCAN İLİNİN KÜÇÜK BİR İLÇESİNİN KÜÇÜK BİR KÖYÜNDE

Erzincan ilinin küçük bir ilçesinin küçük bir
Köyünde geldim gamlı çileli şu fani dünyaya
Hayattan bihaber güçsüz çok aciz ve hem yaya
Her daim olduğu gibi muhtaçtım yüce Mevla’ya
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Bizi dünyaya getiren merhamet dolu bir ana
Mevla onunla rızıklandırdı emzirdi kana kana
Ya rab hayırlı bir evlat olmayı nasip eyle bana
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Küçük yaşta zor ve güç hayata dedim merhaba
Çocukluğum sıkıntılı geçti gençliğim oldu heba
Fani dünyanın yükünü çektim ahmaklığım caba
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Aciz’i sorarsanız adım Nusret’tir manası yardım
Üzüntü elem keder hüzün gam çile birlikte kardım
Elhamdülillah sabır ve metanetle bu günlere vardım
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

İş makinesi gibi hep iş için sevildim çağırıldım
Sanki bu dünyaya sade iş için geldim doğruldum
Sadece fani madde için mi yaratıldım yoğruldum
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Dünyaya niçin geldik ben bunu hep kendime sordum
Asli görevimi unutup nice yanlış boş hayaller kurdum
Akıntıya kapıldım alamadım kendimi beyhude yordum
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Acep bu fani âlemden ne lezzet aldım ne buldum
Beyhude koşturdum neden hep ahmakça yoruldum
Bilmem niçin çalıştım sonunda sinemden vuruldum
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Bilmem niçin boş yere pervane gibi dönüp durdum
İdrak edemedim ki asıl ahrettir benim ebedi yurdum
Eyvah geç oldu amma ancak anlayıp kafama vurdum
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Dost diye çıkarcı vefasızlara aldanıp güven bağladım
Fedakârlık gösterdim önlerinde niçin koştum çağladım
İhanete uğradığımı anladım ya ne çare üzüldüm ağladım
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Mevla nasip eyleye Havzu Kevser den içelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Derdimi anlatacak sadakatli hakiki bir dost bulamadım
Şu vefasız fani dünyada bir huzur bulup rahat olamadım
Şimdi şikâyet ne haddime ben adam olup ibret alamadım
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim

Dünyanın yükünü sırtımdan atam dedim kimseler almadı
Satayım dedim tutmadı taliplisi yok hiç kimse alıcı olmadı
Almayız dediler bize kalmaz ki Sultan Süleyman’a kalmadı
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Aldandığımı şimdi anladım yandım amma ne çare
Telafisi çok zor sıkıntılı ağır dertlere düştüm bir kere
Eyvah halime Yandı bağrım yüreğim ciğerler pare pare
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Nice Çok Kayıplarım Var Hangi Kayıplarımı Yanayım
Çok günahım ve ayıplarım var hangi ayıplarımı yanayım
Kayıp ve ayıplarım geride kaldı hangi hayıflarımı yanayım
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Akrabalar babam kardeşlerim var tabii ki hasmım değiller
Canlarım ciğerlerim kötülemek için de hâşâ kastım değiller
Neyleyim ki sırdaşlarım ama asla dert ortağı dostum değiller
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

GERÇEK DOST BULAMADIM

Şu fani dünya için nice çalıştım
Hem nice bir dostlar ile tanıştım
Nice türlü türlü dertlere alıştım
Allah ve resulünden başka
Gerçek dost bulamadım

Fani dünyada uğraştım didindim
Kâh yokuş çıktım kâh yeniş indim
Birçok meslekten dostlar edindim
Allah ve resulünden başka
Gerçek dost bulamadım

Dostların kimi hoca kimin hacı
Mevla’nın dostları başımın tacı
Bu dostlar paslı kalplerin ilacı
Allah ve resulünden başka
Gerçek dost bulamadım

Nicelerine dost diye kucak açtım
Sanki onlar yolcuydu ben baçtım
Dost sandım akrep çıktılar kaçtım
Allah ve resulünden başka
Gerçek dost bulamadım

Değer verdim menfaat beklediler
Dertlerime bir dert daha eklediler
Hep bir verip üç almayı denklediler
Allah ve resulünden başka
Gerçek dost bulamadım

Dost dosta sırrını açmıyor ise
O dostlar samimi dost değildir
Dost dostun sırrını tutmuyor ise
Bu dostlar da sadık dost değildir
Dost dostundan çıkar bekliyor ise
Çıkar bekleyen hakiki dost değildir

Hakiki dost isen ifşa etme sırrı tut
Sır tutmayan dostlar dost değildir
Dostları dost bil ama sırrını ayrı tut
Herkes sır tutacak sadık dost değildir
Sen yine sırrını hep Mevla’dan gayri tut
Mevla’dan gayrileri sadık dost değildir

HUZURU ARAR OLDUM

Birilerini dost diye anar oldum
Bunları hakiki dost sanar oldum
Ancak kendi halime yanar oldum
Aldanıp sonra da bir kenar oldum
Dost arar oldum ben zarar oldum

Yüce Mevla’m insanlığı arar oldum
Çok hata yaptım yanlış karar oldum
Neyleyim ki vefasızlara yarar oldum
Neden aldandım nefsime zarar oldum
Neye yarar oldum ben zarar oldum

Boşa çalıştım dünyayı sarar oldum
Beyhude boş mekânlar kurar oldum
İnsanlık nerede kendime sorar oldum
Fiiller garip ne deyim ben firar oldum
Kime yarar oldum ben zarar oldum

Ya Rab kimi derdime ortak tutayım
Hidayet eyle hep meşru alıp satayım
Yardım eyle dünyayı sırtımdan atayım
Halim sana ayandır ben kime anlatayım
Çok işgüzar oldum ben zarar oldum

Çok düşündüm terki diyar olayım
Nereye gideyim acep nerde kalayım
Gurbet kemendini boynuma dolayım
Ne nideyim de doğru bir karar alayım
Eyvah bîkarar oldum ben zarar oldum

Hicret eyleyip sahralara dalayım
Mutluluğu yitirdim nerde bulayım
Mevla’m çıkış yolu aç vasıl olayım
Nasıl edeyim doğru bir karar kılayım
Yolumu arar oldum ben zarar oldum

İnsanlar hüsranda bilmem ne deyim
Kendi kendime sorarım ben nideyim
Acep bilmem neyleyim nasıl edeyim
Mevla’m yol göster ben öyle gideyim
Ah yol arar oldum ben zarar oldum

Ya Rab hidayet ver kendim bileyim
Nice günahım var ben nasıl güleyim
Hatalarım ve günahım için af dileyim
Ah edip ağlayayım günahımı sileyim
Huzur arar oldum ben zarar oldum

Kaderime boyun eğmişim neyleyim
Ben aciz çileli bir kul hep böyleyim
Hem dertliyim günahım var öyleyim
Halimiz sana ayandır kime söyleyim
Deva arar oldum ben zarar oldum

Nice çok boş saygılar sayan oldum
Her yerde hep nefsime kıyan oldum
Nice nice yanlış sözler duyan oldum
Doğru beyan oldum hep biyan oldum
Nefse zulüm eyledim ben ziyan oldum

SİNEDE HANÇER YARASI

Sinede ne hançerdir ne taş yarası
Uzak değil dost ve arkadaş yarası
El değil hısım akraba gardaş yarası
Sinede Ateş ben yanarım el bilmez
Nice dostlarım var nidem hal bilmez

Neyleyim görevini bilip yapmayan başı
Dar günümde halimi sormayan gardaşı
Derdimi anlayıp paylaşmayan arkadaşı
Sinede Ateş ben yanarım el bilmez
Nice dostlarım var nidem hal bilmez

İmtihanı hiç kolay sanmayın cebadan
Çekeriz elden âlemden yakın tebadan
Oğuldan evlattan gardaşdan babadan
Sinede Ateş ben yanarım el bilmez
Nice dostlarım var nidem hal bilmez

Çıkarcı güruhlar yüksekte gezerler
Kurnazlıkla zulmedip safları ezerler
Haksız çıkarlarını da önceden sezerler
Sinede Ateş ben yanarım el bilmez
Nice dostlarım var nidem hal bilmez

Ben yanarım dostlar bakar hal bilmez
Nice dostlarım var ne fayda yol bilmez
Münacatım Mevla’ya dertleri kul bilmez
Sinede Ateş ben yanarım el bilmez
Nice dostlarım var nidem hal bilmez

İyi gün dostu dar günde yanına gelmez
Dost dar günde belli geniş günde bilinmez
Dost dar zaman içindir dar günde silinmez
Sinede Ateş ben yanarım el bilmez
Nice dostlarım var nidem hal bilmez