Derde düşersin elinden çıkar imkânlar
Zarara döner madden, manen dükkânlar
Belki derdini anlar ancak ehli ilim erkânlar
Ateş düştüğü yeri yakar, bilmez nice canlar
Asla hiç hatırdan çıkmaz, bazı acı anılar
Felaha götürür, hak bildiğimiz güzel kanılar
Felakete götürür hatalı yorumlar çirkin sanılar
Ateş düştüğü yeri yakar, sineyi oyar acı anılar
Kimin derdi fakru zillet, yaşanır zor anlar
Kiminin başka, mutlu kılmaz saraylar hanlar
Yanar sineler, asla çare olmaz, şöhretler, şanlar
Ateş düştüğü yeri yakar, binler ne bilir ne anlar
Nice dert sıkıntıları, çileyi çekenler bilir
Türlü türlü, acılar ile yaraya tuz ekenler bilir
Evladını yitirip de mezarına çiçek dikenler bilir
Ateş düştüğü yakar, güllerin halini dikenler bilir
Dertlinin halinden ancak dert çekenler bilir
Dertli dertliye çare değil amma elden ne gelir
Hamdet Rabbine sığın, ne çalın çırpın nede delir
Ateş düştüğü yeri yakar, kimin halin kim ne bilir
Hayatta nice dertler öbek öbek sineye ekilir
Dertler acı bir imtihandır ancak sabırla çekilir
Sabreyle sıkıntı biter, bir gün taşlar, yerine dikilir
Ateş düştüğü yeri yakar, yaralı sinelere tuz ekilir
Elem keder, gam tasa ekip çile biçenler bilir
İmtihan köprüsü çok zordur, onu geçenler bilir
Nice bin türlü dertler, çekip zor yolu seçenler bilir
Ateş düştüğü yeri yakar, ancak zehri, içenler bilir (2005)
Bu yazı yorumlara kapalı.